Çarşamba, Aralık 24, 2014

Bin hüzünlü baykuş

kor-baykus-sadik-hidayetbin-huzunlu-haz-hasan-ali-toptas

Son yazımda oldukça sert bir,
öz eleştiri,
içsel bakış ,
dışsal dışavurum ,
çeşitli muhakemeler,
şapkayı önüme koyup düşünmeler,
kitapçılarda boş boş gezinmeler,
kahvede latte alıp suskun suskun oturmalar,
uzaklara bakıp bakıp heyy gidi diyip , neye heyy gidi dediğimi de bilmeden, kendi kendime bir sıkıntı varmış da derdimi söyliyemiyormuş gibi sıkılmalardan sonra...

İki amcanın iki nadide eserini okudum. Hatırımda ne kaldı diye sorarsan bilmiyorum, sormazsan biliyorum.
''hayat nedir diye sorarsan bilmiyorum evlat, sormazsan biliyorum.''


Cuma, Ekim 10, 2014

oku evladımm

    Kitap okuma alışkanlığımı kaybettiğimi düşündükçe içimi bir sıkıntı basıyor. Teknoloji ile birlikte anlık, hızlı, sonucu görmeye çalışan bir zihne doğru gidiyor insan. Uzun yazılar çıkınca okur gibi yapıp paragrafın ne anlattığını anlayıp kapatıyor başka bir şeye geçiyor insan. Zaman yetmiyor hiç bir şeye. Beynin söylediği bu.
   Ancak zaman neye yetmiyor. Ne yaptım ben diye bakınca gerilere, hiç bir şey de yapmamışım hafız diyorsun.Eski kitaplarımı yeniden okuyayım. En azından sonunu bildiğimden aceleci davranmam okurken.
Bilge Karasu babaya geri döneyim, ardından biraz Oğuz abi, Tezer abla. Yoksa yavaş yavaş kavede okey oynarken bulacağım kendimi. Korkuyorum anne....


Pazartesi, Haziran 09, 2014

hafız ağa

Aşağı yukarı her Facebook kullanıcısının başından geçen,  ilkokul arkadaşı ile yıllar sonra buluşma işini biz de yaptık.
Facebook kullanmadığım halde arkadaşım sağolsun bir şekilde ulaştı bana. Buluştuk muhabbet ettik. Buluşmanın ayrıntılarını aşağıda maddeler halinde sıralayacağım. Böylelikle hedefe ulaşan, okuyucuyu sıkmayan kompakt bir yazı olacak. ( Ahmet Hakan modeli)

* 25 yıl sonra  ''Eee ne var ne yok '' sorusu biraz havada kalıyor.'' İi nolsun bildiğin gibi '' diyemiyorsun
* Mevzu 25 yıl önceki hatıralar olduğundan güncel hayat , mevcut durum, iş aş hakkında detaya giremiyorsun.
* Özellikle benim isim hafızam cok zayıf olduğundan ,  ''o kim di yaa'' çok sık kullanılıyor cümleler içinde
* Arkadaşımın anlattığı çoğu şeyi tekrar hatırladığımda , insan zihninin aslında unutmadığını, sadece o hatırayı geri çağıracak etkenlerin kaybolduğunu düşündüm.
Aslında yazı yazma fikri de bu ilginç durumdan kaynaklandı. Şimdi gelin sevgili okuyucular bu konuyu irdeleyelim.
Bir sürü olay , insan , duygu,  yaşanmışlık hafızanda duruyor. Onları hatırlamak istemiyorsun veya hatırlatacak durumlar ortadan kalkmış. Bu noktada rüyalar geliyor aklıma. Rüya esnasında kontrol sende olmadığından saçma sapan,çok gerçekçi, daha önce yaşamıştım dediğin şeyler görebiliyorsun. İşte bütün işin temelinde hafızanın üzerinde adeta kapak gibi duran bilincin var.
İnsan beyni ne karmaşıkmış be birader.Neyse kendi kendime yine uydurdum bir şeyler .