Perşembe, Haziran 30, 2005

tünel

iniyorum merdivenlerden.yuruyenleri de cıkmıs bunların, bırakıyorsun kendini o gidiyor .LCD ekrandan istanbul goruntuleri akıyor,ince ekranlı tv guzel bir bulus.minimalist tarzda dosemeliyim evimi.beyaz hakim olsun.portatif bir şıklık tasarlamalı.esya hareketin dinamiginden mahrum kalmamalı.nemli bir ortam metroda.hızla geliyor cihaz,tunelin icinden.kadın soforu var.vatman mıydı batman mıydı bunların adı.kalabalık birden vagonda dagılıyor.gizli bir kose kapmaca oyunu oynanıyor. herkes birbirini kolluyor.15 dakikalık yolculukta oturabilmek adına, gereksiz mucadele.hızla akan duvara reklam koymuslar.yıllar once aklıma gelmisti, biri benden hızlı davranmıs.kısa filimler oynatmalı demistim yanımdaki arkadasa, o da bırak abii yaa ile gecistirmisti.ilkokuldayken de mıknatısın aynı kutuplarının birbirini itmesini ogrendigimde,havada asılı durabilen ve ucabilen arabalar hayal etmistim.bu sefer japonlar benden hızlı davranmıs, maglev trenleri icat ettiler .birileri beni hep gecistirmis, haberim simdi oluyor bu kotü.cıkıs biraz zahmetli.son merdiven de suprizzz dercesine manuel.halbuki ne guzel alısmıstık rahatlıga.ısıklarda sigara yakmalı.bu ne kalabalık yine.herkesin taksime gelmesinden sikayet ediyoruz ama bizde baska bir yerde randevu vermiyoruz kimseye.yaman celiski.akıyor kalabalık.en sıkısık bolgelerden hızlıca geciyorum.bu kadar insan ne yer ne icer nerde oturur.oturduk bir yerde.hayri usta da adana durum.adige de kitabına tavla.nevizade de iki bira.galatasaraydan tunel e gunluk hayat geyigi.eve kacalım sabah erken kalkcam stresi.taksim baydı beni dertlesmeleri.cift katlı otobuste memleket meseleleri.ticari konular.teknik konular.ev ne uzak serzenisleri.mahalle sessiz.arabesk british gencligi kose baslarında.cekirdek yiyip, sıkıcı evlerinden hava almak adına sokaga cıkan cekirdek aile.posta kutusunu kontrol etmeli.artık kredi kartı ekstrelerinden baska bir sey olmuyor ama alıskanlık.anahtar yine yok yanımda.evdekiler yine mız mızlanacak.sabah yine erken kalkılacak.yarın cok is yapılacak...neden ?

Pazartesi, Haziran 27, 2005

dogum gunum bana geldigin gundur...

cok hızlı geciyor zaman.26 sene geride kaldı.kücükken 20 yasında buyuk biri olacagım zannederdim.26 olduk hala buyumemis gibiyim.son bir kac aydır uzerimde epey yuk yapan bazı borclardan kurtuldum bugun.en iyi hediye bu oldu belkide.simdilik eylem planında bir degisiklik yok.revize etmem gereken bazı tarihler olsa da.yeniden yesertiyorum yasamı.bir kac sıkıntı var onumuzde.onları da atlatmak icin cok sinsi planlar yapmaktayım.ey hayat alacagım var senden...
sol seritten geliyorum yine ve ben bu gelisleri cok gordum.bakalım tutunabilecekmiyiz bu sefer... "allahım, onu neden yalnız bıraktın? neden, yalnızlığının verdiği çaresizlikle can sıkıcı ilişkiler kurmasına izin verdin? neden, geçirdiği her dakikanın hesabını sordun, içini ezdin? neden, korkuyu göğsünden çekip almadın? neden, suçluluk duygusunu üzerinden atmasına yardım etmedin? neden...
dogum gunumu bugun sadece turkcell,denizbank,katabolism,ilke ve eski sevgilim kutladı.tesekkur ederim onlara...

Cumartesi, Haziran 25, 2005

yeni bir ulke bulamazsın

yıllar gecti.mevsimler.sen gittin.uzak tepeleri astın coktan.ben hala aynı yerde saymaktayım.muallaktayım.yeni baslayan bir sevgiyi de bugun sonlandırdı ruhum.ayrılık kararı alındı bir parkta.aynı parkta baslamıstı hersey halbuki.anlasılamamanın verdigi gerginlik var uzerimde.basit cumleler kuruyorum.kısa adımlar atıyorum.olmuyor sanırım.insanları sevme konusunda cok cabuk mu davranıyorum? cozemedim...

Cuma, Haziran 24, 2005

yaz yağmuru

canım yine sıkıldı.hava, sigara ve dondurma almaya cıktım sahile.yatları izledim bir süre.yagmur ciselemeye basladı.adımlarım hızlandı.damlalar hızlandı.adımlarım yavasladı.kosmak mı yurumek mi yagmur altında paradosku, geldi aklıma.hidrolik kursusunde prof lara zamanında soru olsun diye sordugumu hatırladım bu basit problemi.ıslandık biraz geri donene kadar...
toprak kokusu ve tatlı bir toz bulutu olustu....
ögle saatleri, bulutlar kapadı.ıhlamur agacının dibinde kilim unutulmus geceden .balkondan rahat bir yer gibi gozuksede, aslında agacın koklerindeki budaklar insana huzur vermez.iyisimi uyumak.kaset kapagı kopmus,kibrit cöpü ile kaseti tutabilen sharp marka teybe alagozlu yar kondu."yücelere su serpmisem,yar gelende toz olmasın" cinko dama vuran yagmur damlaları,tavanda nemden olusan garip sekiller,eski oyma ahsap kapıdaki simetri,yerde duran okunmus gazeteyi yattıgım yerden okuma cabası.devrilen küllük.devrilen yıllar,pencere kapakları ruzgarla birlikte duvara carpmaya basladı.bu yagmur uzun surecek belliki.verandanın onune köyün köpekleri yagmurdan korunmak icin sıgınmıslar.ıslak kopek kokusu aldı burnum.kuzeydogu tarafında bulutlar kapkaranlık.gök gürültüsü de teybin sesini bazen bastırıyor.sabaha kadar izlemeli yagmuru.gece icin sarap alsak bari ilceden simdiden.evden cıkamıyacagımız aşikar.bu havada king iyi gider.kareyi aksama mutlaka tamamlamalıyım.yol boyunca kucuk dereler olusmaya baslamıs.yolun tam ortasında buyuyen otlara basarak gidebiliyorum.diger kısımlar bilek seviyesi su.florosan lambalar yanmıs evlerde.yemek kokusu alıyor burnum.dağa dogru bakıyorum.gurultu icinde isciler bahceden iniyor.ekmek parası sırttaki ıslaklık mı ? erken paydos etmenin sevinci yuzlerde.gulusmeler sakalasmalar küfürler.utangac bakıslı kız işciler.bakmıyorum onlara .lumpen miyiz yoksa sehirdeki asklar mı ilgimizi cekiyor? evin tas merdiveninde oturuyorum bir sure.tasların arasından cıkan otlar nemliymis.rahat yok burada da.sigara ustune sigara.evime geri doneyim.kitabıma kaldıgım yerden devam edeyim.elektirik direkleri yandı yolda.ates kokusu sardı etrafı.kaynayan kazanlarda yıkanan isciler.kaynayan kafamda olusan yaz serinligi...istanbula dönecek olmanın gerginliği...

Çarşamba, Haziran 22, 2005

pisi pisi

yavru kediler cogaldı etrafta.anneleri vahsi bir sey.pisi pisi dedikce tıssslıyor.belli ki sevgisiz buyumus.mutfakta ahcının bana aksam yemek icin ayırdıgı tavuk paneyi onlara attım bir anlık hayvan sevgisiyle.anneleri alıp gitti, girdi bir duvarın altına yavruların yanına.dedim acaba yavrulara parcalayıp da mı veriyor yoksa direk konsantre sut olarak mı besliyor onları.goremedim duvarın altından.hem biraz tırstım tıssslamalardan.baba cıkageldi benim pisi pisi nidalarımı duyunca.bir ayagı topal babanın.ozurlu haliyle bu yavrulara bakıyor ne guzel varlıklar bunlar falan hisleriyle doluyken anneye attıgım buyuk bir parcayı zorla aldı,kactı.pesinden tas attım, cok kızdım ( hayvan sevgisi bu kadar bende ) bu sabah bir yavru 6 metreden asagı dusmus,istinad duvarının yanından. yukarıda annesi miavlarken asagıda ufaklık miavlıyor.asagıya indik yavruyu almaya ama yumurcak felaket kosuyor( genc tabii bizden).biraz pesinden kostuk ama yakalayamadık.( sigarayı bırakmalıyım.. kedi bile gecti bizi ) iscilerden atik bir cocuk cagırdım, oda nafile cıktı.dedim sende sigara icermisin dedi abi agzıma koymam.o zaman sigarayı bırakma kararını askıya aldım hemen.yavru kedi butun gun kuytu bir yerden bagırdı ama alamadık.annesinin de zeka seviyesi oraya merdivenlerden inecek kadar yeterli degil zannımca.bu kosusturmada patron beni gordu.saha gezisine cıkmıs.hayırdır ne isin var buralarda dedi.dedim eski demir stok sahasını buraya almayı dusunuyorum.dedi iyi fikir.caktırmadık durumu.kedi oralarda bir yerde kaldı.projeler ve bir paket acılmamıs sigara bu karmasada cukura gitti.sıkıldım, onu dogal seleksiyonun kollarına attım icim acıyarak...

Cuma, Haziran 17, 2005

harf oyunları

bilirim bende bembeyaz billur bir bilinc bırakmayı bedenlere
ögretenim öykülerimde ölmeyi ölümsüzlere
rüzgarımdan rahatca raksettirmem rıhtımlarımda...
kar kapatmıssa kapıları kördügüm
geçeceğin geçidi gözlerin görmeli...

Perşembe, Haziran 16, 2005

güneş karşı tepede. ıslak bir bulut tutmuştu bizi. soğukmuydu gökyüzü.
yağmur sonrası toprak kokusu.akşama daha çok var.
kırık çerçeve duvarda.yanında uzun bir ayna o da kırık köşesinden. alçı duvar ışıksız oda. çok var daha sohbete.
nereden geliyor çocuk sesleri.ne zaman sabah oldu.kim devirdi bu kadar şişeyi. neden en adisinden aldık şarabı. tadı ekşiydi.

sen de...

Benim hep görmek istediğim şehirler vardır,
sende olabilirmisin onlardan biri...
Hiç gitmediğim için acısını duyarım
Çağırır belki onlarda ama,
Telaşlarından olsa gerek,
Olabilirmisin sende bir kentin telaşı...
ya da kokarmısın kent gibi
Islak...
ağlarmısın sende
canın yanınca onlar gibi...
Karışıkmısın onlar kadar
Tüm duyguları reddetmeden tutabilirmisin bir arada....
Kızarmısın,
Özlenmek seninde hoşuna gidermi,
Ya da
Özlermisin....

şubat

upuzun bir kış geçti,
boğuntulu akşamüstlerinde
tel tel döküldü günler,
savruldum!..
Bir sen kaldın o günlerden...

Pazartesi, Haziran 13, 2005

ay ve senlik atesleri

bahcede dut agacı kesfettim.el degmemis gozden uzak bir kosede.alcak bir agac.ogle arasında gozlerden kaybolup dut avına cıkmaya basladım.biraz zahmetli meyve.uzanamadıgım dallardaki dutları alayım derken suyunu cıkarıyorum.ellerim boyanıyor.sonradan fark ettim ki lekesi de cıkmıyormus.pantolon ve tisort de ciddi lekeler olustu.agactan meyva yemek ne kadar guzelmis dedim.yerken dutları dalmısım yine....uzun bir arazi.tepelik yer.kahverengi bir toprak.arazi sınırları uzun kavak agaclarıyla belirli.asagıdan kucuk bir cay geciyor.iki katlı basit bir betonarme yapı.ahsap catı.ahsap surgulu pencere ve kapılar.kucuk veranda.kucuk balkonlar.uzun agaclar etrafında.sarmasık balkona sarılmıs.ardiye evin uzagında biraz.traktor onunde cekili.kumes hayvanları sagda solda.miskin bir kopek.cin gibi bir kedi.agacların golgesine kurulmus, agaclar kesilmeden cok ta ozenilmeden yapılmıs pergola.traktor lastiginin topragı oyup camur yaptıgı yol gozukuyor tepelere dogru.ekili arazi tepeden seyrediliyor.ruzgarla dans eden ekinler.vivaldi.ekmek pisiyor.evin bacası tutuyor.hamur kokusu.kurutulmus mısır,biber,sogan salkımları giriste.kızılderili cadırını andıran saman yıgınları.uzeri ıslanmasın diye branda ile kapatılmıs.ruzgar gulu catıda.kiremitlere sarılan sarmasık.meyva agacları kısım kısım dikili.uzum bagları kuzey cephede.sarap uretilen kucuk mahzen.hasat mevsimi ne atılmıs isaretler takvimde.trt 1 de izlenen aksam haberleri.tahta dosemeden yururken cıkan gıcırtılı sesler.geceleri ay ısıgında oturulan agac altı.karsı köyün ısıkları.yoldan nadiren gecen aracların farları yesilligin arasından sızıyor.usudum uzerime hırkamı mı giysem.gece sessizligi.cır cır bocegi sesleri senkronize.sinekler cıkmıs yarın ilac yapalım saga sola.uykun mu geldi? yatalım hadi.allah rahatlık versin. gun agarırken cıkmalı yola.sehre gidilcek...

Cumartesi, Haziran 11, 2005

eylem planı

duzenli bir adamdım.okul yıllarımda.dagınıklıgı sevmezdim.okul bitti.calıstım.calıstım.duzen bozuldu.ona ayak uydurmak zorunda kalısım gerginlik yarattı bende.dagıldım.sistematik calısma zorunlulugu ters tepti bende nedense.dayatmalara dayanamıyorum.dagınık bıraktım herseyi.son dakikalara bırakır oldum herseyi.sitres basımızdan eksik olmadı.ekonomik olarak rahatladım.eskiden parasızlık yuzunden yapamadıgımız seylerden sıkkınlık duyar oldum.sevgilimden ayrıldım sebepsiz.her yeni gune yeni bir eylem planı ile baslar oldum.aksamın sonunda aynı tası ve hamamı gordum.dejavu.
son eylem planı.yapıldı dun gece.kopruden once son cıkıs.cıkısı kacırırsan donus 10 yıl ilerde.yaz aylarım full dolu.sonbaharda bosluk bulunursa pazarsuyuna gidebilecek kadar sure yaratmaya calıstım.ms project de insan omrunu kurgularsa ya yok olur ya adam....

Cuma, Haziran 10, 2005

efkar

uzaklaşmalıyım gecenin bu halinden.seni görmeliyim.isli sigara dumanını üflemeliyim yanına da şarap açmalı.
sevişmeliyiz.
dostları da aramalı belki.
uzaktamıydı onlar!

Pazartesi, Haziran 06, 2005

sabah serinligi...

uyandıgımda sabah olmaktaydı.sessizlik hakimdi odaya.nefes sesleri.saatin tık tık atısı.kalbimi dinledim.agzımda acımsı bir tat var.sigara yı hemen bırakmalı.dislerimi yatmadan fırcalarsam bu acı tat olmaz diye gecirdi icinden.sigarayı bırakmamak icin bahaneler buldu sabah sabah.kopek koridorda geziniyor.kapının altından dısarıyı koklamaya calısıyor.beni gorunce korktu.bende onu gorunce tırstım.birbirimizi tanıdık.kosarak iceri kactı.benden cekinir.gunun ısıgı banyo penceresinden aynaya vuruyor.gozlerim kamastı yine.uykusuz gozler.soguk suyun yarattıgı sok etkisi.kullanılmıs havludan nefret ederim.havlunun kuru yerini aradım.daha once kimsenin kesfedemedigi.mutfakta ayak ustu kahvaltı.ayakkabı boyası elime bulasmadan nasıl boyarım ben bu ayakkabıyı dusuncesi.saatim cep telefonum cuzdanım... yine bulamıyorum.dakikalar geciyor.sirketin servisi yine kacacak.merdivenlerden inerken unuttugum bisey varmıydı paranoyası.sabah serinligi.sercemi kırlangıc mı kimin sesi bu.ilk okula giden bebeler.beslenme cantası.yakalık tan tahris olan boyun.sırtta yamuk duran agır canta.ilkokul silgisi kokusu.kucuk renkli posetlerdeki kolanyalar.leblebi tozu.elvan gazoz.acık muhallebi.alman pastası.kasarlı tost.ermeni kantinci teyze.minibus yine mi dolu.sıkısarak gitmezsek bekleme noktasında servis yine gidecek.yeni kasa minibuslerden gelse bari boynum agrıyor sabahları, alcak tavanlı pigme standartlarına gore dizayn edilmis eski magirus.zincirleme isim tamlaması.yeni yapılan yoldan dolayı kilitlenen trafik.laf soylemiyorum onlara zira iki sene boyunca benim de trafigi boyle kilitledigim gunler oldu.servise yetisemedik yine.10 dakika ile kaybedilen 1,5 saat.adeletsiz dunya.metronun nemli kokusu.biskuvimatikten alınan cokodamla.ikinci aktarmada tekrar bilinen yuksek tavanlı minibus.bogaz havası.sabah sporu yapan insanlar.son durak.bakkaldan sigara yedegi.gazete.sabah cayı.odayı supurtmeli caycı kıza.kompresor gurultusu.proje olcusu.omur torpusu...