Salı, Haziran 23, 2009

güneş yanığı

kırpırdamadan durmaya çalışıyor ama beceremiyor gibiydi.burnuna sinek konsa dagılacaktı kurdugu kurmaya çalıştıgı heykelimsi duruş-düzen.saygı belirtisiydi yaptıgı ama kime ve neden saygı duydugunu da bilmemekteydi.annesi gelmisti aklına ilk durmaya başladıgı andan beri.motive etmeye çalışıyordu kendini.burnuna dometesli pilav kokusu gelmişti bile.cacık da yapmışmıydı acaba.buzları içinde yüzen naneli.
ter damlaları sırtından öyle bir yol bulup iniyorduki, kuyruk sokumunda birikinti olmuştu.kaskatı kesilen ellerini hissetmek için, parmaklarını küçük küçük haraket ettiriyordu, put imajını zedelemeden- kimseler gormeden.bir saatle sınırlamıştı kendini ama aslolan 3 saate yakın durmaktı.bir ifade bicimi bir varoluş meselesi yapmıştı bu durumu kendine.
sofra bezi yere serilip, üstüne büyükçe bir tencere ters çevrilip, sini konulunca üstüne, yemek masası hazır olurdu.kasık ve catallar toplu bir sekilde bir kenara bırakılırdı.tencere ortaya gelince yemek başlar ve biterdi.sofra bezi yere bagdaş kurulup oturulunca dizlerin üstüne çekilir böylelikle dökülen yemek elbiseleri kirletmezdi.cok şükür bugun de dogduk final cümlesinin ardından kalkılırdı.ayaklardaki uyuşmanın geçmesi için kısa bir süre kanepede oturur, ayaklarının altını cimcikletirdi ablasına.
12 ye dogru gunes iyice kızartmaya başlamıştı ensesini.kızartma kokusu alıyordu simdi de.patlıcan ve çarliston biber kızartması, domates sosu üzerinde.biraz ekmek bir de kola en guzel yaz yemegiydi listesinde.kendi hazırlıyordu artık.kendi evi kendi düzeni vardı.kalabalık dagılmış yalnız basına kalmıştı.5 sene olmuştu annesini görmeyeli mutfakta.hali hazırda iyi ahçı sayılmasa da kendi karnını doyuracak düzeyde yenebilen yemekler yapabiliyordu.yenebilen içilebilen kısmına kanaat getirmişti.Gözleri birden karardı.sıcak,susuzluk ve açlık çarpmaya başladı.başı dönüyordu.kule yıkılıyor.yıkılmamalıydı.kule kalmalıydı.olmadı.düşeyde görünce ufuk cizgisini düştüğünü de anladı.sonra hava tamamen karardı.başarısızlıkla sonuçlanmıştı görevi.elmalı pasta kokusu alırken, sedyedeydi...