Perşembe, Temmuz 28, 2005

fındık vakti

içinden deniz geçen akşamları
nasıl tariflesem hangi yanımı vursam
oradadaydık diyebilsem
ağırdan çalan melodi
akşama vuran dem
dalda çotanak
ateş başı muhabbeti

uzak a düşen hayatlar
özleme ağır kaçan sözler
çocukluğuma düşülen not
fındığa verilen emek
yazları açılan kapılar
şimdinin özlemi !

Çarşamba, Temmuz 27, 2005

fındık vakti


fındık mevsimi geldi.birileri duzce yakınlarından bir torba da olmamıs fındık getirdi gecenlerde.direk burnuma goturup kokladım.bir sızı olustu beynimde.bir of ceksem karsı ki daglar yıkılılır mı ? .geride kalan hersey gibi fındık vakitleri de artık derin bir özlem icimde.buyudu herkes.gidilmez oldu oralara.
şar dagına dogru deliler gibi bagırmak,tanas yerin de ates yakıp, közde mısır, bira icmek,turku soylemek,gunesin dogusunu beklemek,ogle vakitlerinde uykulu gozlerle, havlu cantasını kimin tasıyacagının kavgasını ederek, denize gitmek,geceleri karsı kıyıdaki bahcelerden elmas hırsızlıgına gidilirmis gibi kamufulaf kıyafetler ile gidip mısır calmak,deliler gibi icip serhos olmak,iki katlı bekar evimize ayakkabılar ile girmek,teybin sesini sonuna kadar acıp metalica dinlemek,aksamları camel sigarasına poker,ihale oynamak,durup dururken evde kick boks turnuvası yapmak ( zavallı ugur olan hep ona olurdu ) sessiz filim oynamak,bilinen filim adları bitince kafadan filim adı uydurmak bu yuzden kavga etmek,derin siyasi konulardan bahsetmek,sosyalizmi anlamaya calısmak,siirler okumak,sigara icmeyi en buyuk tutku-ozgurluk sanmak,koy minibuslerinde geyik yapmak,dere kenarında saatlerce yurumek,ay ısıgında fındık beklemek,korku hikayeleri anlatmak,patoza fındık vermek,ekip halinde dedemlerin fındıklarını gece operasyonları ile calmak,toplanan hasılatla koy bakkalındaki tum sigara, icki, cikolata ıvır zıvır ı bitirmek,aşık olmak,dertlenmek,deniz kenarına sabahın ilk ısıkları ile gidip soguk kumda yatmak,dereye tas atmak,kopeklerden kacmak,koy cocukları ile futbol oynamak,her sene itina ile voleybol sahası kurup deli maclar yapmak,basketbol potasını evdeki eski masa ve acılmıs boya kutusunun cemberinden yapmak,bahcedeki salkım sogut un altına oturma yerleri yapmak,agaca ev yapmaya calısıp husrana ugramak,dayımın külüstür motoruyla asfalt yolda hız yapmak,aksamları fındık cuvallarını, degisik marka kamyon isimleri takılmıs el arabaları ile yarısırcasına harmana tasımak,caminin minaresinden fotograf cekmek,(imamla kavga etmek bu yuzden ) derede yıkanmak,balık tutmak icin sabahın korunde dere kenarına gidip tutamadan geri gelip aksama kadar uyumak,elma agaclarına birer ulke adı verip elma savasları yapmak,cesmenin basında saatlerce oturmak oylece...

Perşembe, Temmuz 21, 2005

inceldigi yerden kopar

yakın gecmise ait pek anım olmadıgını farkettim.anılarım nereye gitti bulamıyorum .anı olusturmalıyım o zaman.yoksa ileride rakı masalarında vakit gecmez.nedir? neler gordun? neler gecirdin bey amca anlat bakalım dendiginde cevabımız hiclik be evladım olmasın.kotu bir enstantane.iyi yerlere gitmek mi lazım.iyi kitaplar mı okumalı.guzel sevgililerim mi olmalı ( lerim takısı poligami istegi degil herhalde dimi bey amca.) yemek zevki mi olmalı.sanat,siyaset ve edebiyat tan anlamalı mı? biraz hobi, mobi, mobil olmalı.tum bunları insanlar begenilmek icin mi yapıyor yoksa kendileri icin mi hala cozemedim...
hayata dair bir teori olusturmaya calısmak ta aslında anlamsız.hayatın bir matematik modeli yok.aynı sartlarda aynı tepkileri vermeyen bir sisteme dair, genel gecer yargılara varmaya calısmakta boş bir ugras.neden uzuyoruz kendimizi bu kadar.halk arasında ki bir deyim ile olaya son noktayı koyuyorum.inceldigi yerden kopsun...

Salı, Temmuz 19, 2005

unuturum akıp gittigin yuzunu unuturum

sen giderken ben sana kosuyordum, yakalayamadım.adımlarımı sıklastırarak yururdum sana gelirken.tasarlardım anlatacaklarımı yol boyu kafamda.yeni kelimeler bulmustum daha once kullanmadıgım onların heyecanı sıkıstırıdı kalbimi.baska oykuler anlatmalıydım bu sefer duymadıklarından.yeniliyordum her seferinde kendimi... seni.bilemedin bende ki beni.sabahlara kadar guluyorduk aglanacak hayata inat.kelime oyunları oynardık cocukca.siyasetten konusurken sinirlenirdim.konuyu degistirmek isterdim, sen inatla anlatırdın dunyayı nasıl degistirecegini insanın.realizim e inanmaz romantik oluverirdin birden.bilimsel konusmaları cocuk bakıslarınla dinlerdin.gulesim gelirdi o haline ciddiyeti bozmazdım.en sacma soruları sorardın.uzaya,fizige, matematige, mekanige ne kadar uzak oldugunu soylerdin benim her anlattıgım seyden sonra.siir okurdun durup dururken benim hic bilmedigim ve hic ezberleyemedigim uzunluklarda.sessizce ayrılır giderdin geceden.buruk bir sızı kalırdı icimde.geride kaldı yasam.geri de kaldık biz...simdi sen cok uzaklardan sarkısını dinledigim gözleri kafanfil yüregi gül...

Salı, Temmuz 12, 2005

akasya kokulu sabahlar

dengesiz yuruyorum son gunlerde.kafamda bin tilki.dalgınlık dizboyu.elimde tuttugum esyaları arayıp,sonra bulup (elimde oldugunu farkederek) seviniyorum.fakir miyim diye dusundum gecende bunun uzerine.ruhun zengin senin dediler, yine sevindim.acaba gercekmiydi soyledikleri yoksa benle dalga mı gectiler sezemedim.kosusturan insanlar goruyorum.bende onlardan biriyim.bir yarıstır gider benim diyarlarımda, sebebi uzerinde ömrümü cürüttügüm.zamanla yarısılırmı hic.sen arasıra duruyorsun, o hep akıp gidiyor.haksız rekabet...gun icinde dinliyemiyorum karsımdakilerin anlattıklarını.fonda bir muzik calıyor sanki surekli beynimin icinde.geri verin dalgaların,kıyılara carparak,herhangi bir makamda bir sarkı soyledigi akasya kokulu sabahlarımı...sessizlik oluyor bazen.o anlarda da hic bir sese tahamul edemiyorum.toparlanmama izin vermiyor hayat.hazırlıksız anımızda golü yiyor defansımız.(hazırlıklı anda da gol yiyen defans olmaz olsun)
butun gun geciyorum yıkıntıların, tozların arasından.yeni yapısal elemanlar yapıyorum curuyen sisteme.onu en kotu senaryolara hazırlıyorum.gucune guc katıyorum her mesai saatimde.kendi senaryomu tahmin edemiyorum.celiski burada sanırım.biri insanlar icin bir sartname yazsın onu uygulayayım kendime.hersey harfiyen gosterilsin.indisler olsun.sınır sartları belirlensin.detaylar icin ek paftalarda cozum yolları gosterilsin.yoksa isimiz zor....sarkı yine basladı sessizlik lutfen...geri verin zamanın gecmek bilmedigi, gencligimin sırtıma bir yük gibi bindigi,akasya kokulu sabahlarımdan,hic olmassa birini ....

Cumartesi, Temmuz 09, 2005

tut elimden

derin sularda sabahladım.mavilikleri gordum gokyuzune dogru.cıkamadım ne kadar ugrassam da.kıyıdan gecen teknelerin kopukleri doldu agzıma.asılı duran cisimler onumde engel.akıntı iki yonlu.derinlerde efendiler baska.sezemedim daha onceden.nefesim yetmemeye basladı.beynimde bir sızı olustu.kulaklarım senin sesini aradı.duyamadı.korlesme basladı coktan.bitirince beynim son oksijenini, karartılar arttı birden.dibe inmeye devam etti bedenim.cırpınmayı kestim.bıraktım akışına suyu.camura saplanan ayaklarım.kirlenen yuzum muydu senin bakısların mı ? yitirilen ne varsa gozumun onune gelmeye basladı.filim seridi suda ıslandı.sular iyice karardı.beyaz bir noktaya dogru cekildim.uzunca bir perdeye benziyordu.ucundan yakaladım.son tutunuslar.aldı goturdu beni hızlıca.karanlık nemli bir oyukta uyandım.atesin sıcaklıgında.hic bir sey sormadım.hic bir sey sormadı.aldıgı yere bıraktı beni.simdilerde derinlere baktıkca,icimde bir urperti, sebebi bellirsiz...gel desem gelirmisiniz...

Pazartesi, Temmuz 04, 2005

hakan'a

Uzağa düştü gözlerin
Derinde ve mavide

Yalnızlığın derdi
Yüzünde ki hüzün
İçindeki yük
Gülüşünü eskitemedi.

Sana mı düştü be çocuk
Gözlerinde yaş eskitmek

imgeler

kim derdini çeker sabahın
hangi deniz daha yakın bugün bize
mevsim kuru
kırık yaprak
başucumda sen
bugün daha acı dünden
isteme benden seni

Deniz kenarında sigara
bitkin düşünmeler
Geçkin insanlar
Yürüdüğüm yollar
yarım kalan şeyler
şimdinin acelesi
derin nefes
titreyen ses
dökülen sessizlik
isteme benden seni

Uyumak zor!

Pazar, Temmuz 03, 2005

tasra sıkıntısı

hava kararmak uzere idi.kayalık kısımlarda bir yer bulmustum kendime deniz kıyısında.telefonla sagı solu aradım.deniz dalgasız.kucuk su şıkırtılarından baska gürültü yok.ufukta güneşin son ışık yansımaları belirli bir aydınlık yaratıyor.böcek sesleri.cırcır böceği bu mevsimde olmaz.bu ne peki? doğada fazla vakit gecirmek lazım.biraz da botanik ve zooloji ile ilgilenmeli.sigara,cakmak ve telefonu koydugum kaya oyuktaki ekipman, suya duser mi sıkıntısı. (hic rahat olamıyacakmıyım ben).temiz hava.sahil boyunca yanan sokak lambaları, denizin üstünde bir ışık şeridi olusturdu.sudaki kırılmaları izliyorum.koyun ilerisindeki burun, kafasını denize uzatmış bir yaslı adam gibi duruyor.dünyanın oluşumu ile ilgili bilgileri hatırlamaya calıştım.kayac kutleleri, litosfer, dağ olusum hipotezleri,kıta plakaları,jeolojik formasyonlar...sonra allahın hikmeti dedim kapattım konuyu.yalnızlık huzur neden getirmiyor insana.hep kalabalıkta var ediyoruz yasamı.bir ada da yalnız kalsam robinson gibi, ikinci hafta denize açılırdım herhalde.var oluşumumuzu sürdürme içgüdüsü buna izin vermesede...karanlık epey çöktü.çalılıkların arasından yurumek zorlaştı.kasabanın yanan lambalarını,yön tayin ettim kendime.dikenler ve devasa çalılıklar yolumu kesse de yurumeyi surduruyorum tatlı bir telas icinde.gözüm bir yandan askeri bolgeye fazla yaklasmayayım diye demir parmaklıklardan uzaklasma hesapları yapıyor.zar zor buluyorum ilk geldigim patika yolu.artık icim biraz daha rahat.kasaba bakkalından ıvır zıvır alıncak.fırından ekmek.biraz da bira.eksik bisey varmıydı acaba evde ? kredi kartı geciyor artık heryerde.global ekonomi yerde gökte.çam agaclarının dibinden yuruyorum dik yamactaki eve.sessizlik cokmus coktan köye.canak antenlerinden dunyayı izliyor köylüler cam gibi netlikte.bilmem ne finaline kim kalacak? kim evden gidecek gerilimi reklamlar a kesildi.acık pencereden duyuyorum konusmaları.ne parasızlık, ne mazota gelen zam ilgilendiriyor onları.iyisimi kafama takmayayım bunları.balkonda icerken biramı.yeniden kurayım dünyayı....

Cumartesi, Temmuz 02, 2005

tez anti tez sentez

master tezimle geciyor gecelerim.analizini yaptıgım bina ile aramızda bir bag olustu.onun o yuksek kolonları,o garip sapmala kirisleri,o devasa rijitlikteki perdeleri.deli ediyor beni.tesadufen o binaya gitsem yabancılık cekmem herhalde.kendi evimdeymis gibi rahat olurum.tuvalet c2 kolonunun solu, 21 a aksında, ben biliyorum siz zahmet etmeyin lutfen.bilgisayar basında gecen saatler.programın surekli hata vermesi .icilen sigara,kahve ve kolalar.defterimin uzerine kahve doktum dun gece .ibret olsun diye tezin ekine koyacam.hocam bu zorluklar icinde yaptık biz bu tezi diyecegim gururla.anlamıyacaklar yine.cabalıyoruz surekli.hayattan birseyler almak icin.kariyer denilen bu yolda doktugumuz kan bizim...dısarda mevsim bahar mıs gezip dolasanlar varmıs... haberimiz yok. insanlar denize girmeye basladı, yaz ne zaman geldi? (dondurma yedigimize gore epey sıcak olmalı).tanrım saatleri neden bu denli hızlı akıtıyorsun.beni neden üzüyorsun...